Masa Tenisi Gurubu derneğin ilk kuruluş günlerinde etkinliklerine başlamıştır. Ancak o zamanlar Ekibinin çalışmalarına süreklilik kazandırılamamıştır. İki yıl önce o eski rüyayı yeniden gerçekleştirmek amacıyla Masa Tenis Ekibi tekrar çalışmalara başlatılmıştır. Kısa bir zaman içerisinde Kosova Tenis Yarışmalarına resmen katılmaya başlayan Masa Tenis Gurubu inanılmaz başarılar kaydetmiştir. İki yıldan beri Kosova Tenis yarışmalarına katılan tenis ekibimiz bugün en iddialı gurup olarak kabul edilmektedir. Özellikle Bayanlar Ekibi Kosova Yarılarında en yüksek ödüllere layık görülmüştür. Masa Tenis Ekibimizin henüz ilk adımları bunlar… Ekipteki genç tenisçilerimizin daha büyük başarılara ulaşması beklenmektedir. Bunu inançla bekliyoruz. Çünkü hakikatten çok kaliteli tenisçiler yetişmektedir. Ayrıca onlarla çalışan başarılı bir yönetim de bulunuyor. Onlar da ekibimizi mutlaka daha yükseklere çıkarmaya hazır…
“Gerçek” kültür sanat ve spor derneği bütün bu yoğun faaliyetler nedeniyle artık bir dernekten öte, adeta bir “kültür enstitüsü”ne dönüşmüştür. Bugün derneğimiz bir enstitü misali günlük etkinlikleri dışında Kosova’ya gelen kültür-sanat dernekleri ve başka heyetleri kabul ederek Kosova hakkında bilgi vermekte, misafirlere ev sahipliği yapmaktadır. Dernekte bu tür etkinlikler giderek yoğunluk kazanmaktadır. Dolayısıyla bu kadar çok faaliyeti halka tanıtmak amacıyla bir derginin çıkarılması için gereksinim duyulmuştur. Ve derneğin 45. yıldönümünde “Gerçek” derneğinin adını taşıyan dergimizin ilk sayısı çıkmaya başlamıştır. Geniş okur kitlesine hitap eden bu dergi daha ilk sayısında halktan yana çok beğenilmiş ve ilgi odağı oluvermiştir. Dergide hem dernekteki faaliyetler hem de edebiyat ve kültür gelişmeleri sergilenmektedir. Aslında dergi hem denekte hem de Kosova’da yaşayan Türk halkının aynası olmuştur. Bugün dernekte yapılan her etkinlik kolaylıkla geniş halk kitlesine yansıtılıyor ve tanıtılıyor. Dolayısıyla dernekte derginin apayrı önemi ve yeri vardır.
Nedir ki dernekte var olan maddi sıkıntılar nedeniyle derginin bazı sayıları gecikmeyle çıkabilmiştir. Derginin ayda bir çıkması planlanmasına rağmen yukarıda belirttiğimiz sıkıntılar nedeniyle dergi şimdiye kadar ancak yedi sayıda çıkabilmiştir.
“O SON FASLIYDI ÜSTADIN…”
Kosova Türk müziğinin devi sayılan üstad Rasim Salih’i son yolculuğuna uğurlardığımız o acı gün, dün gibi hatıralarımda. Hepimiz çok üzülmüştük.
Öyleki dernek üyeleri, üstadın hastalık yüzünden konsere gelemiyeceğini düşünemedikleri için Priştine’deki (29 Mayıs 1993) konserlerine de davet etmişlerdi. Üstad, sanatçı ömründe ilk kez rahasızlık yüzünden bir programa katılamıyordu. Kendisi de buna çok üzülmüştü. Bizler de ilk kez üstadsız Priştine’de seyircilerimizin karşısına çıkıyorduk. Programa katılan üyeler üstad yanlarındaymış gibi kendilerini güvenli hissediyor, orkestrenin keman sesinde üstadı bulan hayranları, yokluğunda bile alkışlıyordu.
Günler gelip geçiyor üstadın sağlık durumunda tüm çabalara rağmen iyileşme sağlanamıyordu. Öyleki, üstad udi Rasim Salih, 9 Ağustos 1993 günü son yolculuğuna çıkarak, bu dünyadan ebediyen ayrılıyordu. Demek ki, Priştine Radyosu Türkçe Yayınları ve Türk Müziği Orkestrası’nın 40. Yıldönümünde o gür sesiyle okuduğu ve çok duygulandırdığı “Bu son fasıldır ey ömrüm…”eseri gerçekten, üstadın son faslıymış.
1950’li yılların başında saz arkadaşları Bayram Kırveş ve Adem Matsula ile birlikte Priştine’ye gelerek “Yani Hayat” derneğinin kuruluşuna katılmış ve yaklaşık yarım yüzyıl bu derneğin gelişmesine katkı sunmuş olan udi Rasim Salih’i, derneğin üyeleri saz arkadaşları Bayram Kırveş ile Adem Matsula’yı da takdirle anıyor, anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.
Udi Rasim Salih’in sadece Kosova’da değil Balkanlarda özgün Türk müziğinin yaşatılmasında ve gelişmesinde, yani ses ve saz sanatçılarının yetişmesinde çok büyük katkısı geçmiştir. Kemanıyla, uduyla, sesiyle Türk müziğine yeni değerler katmıştır.
Balkanlardaki Türk müziğine 20. yüzyılın damgasını vuran bu dev sanatçıyı deneğimizin 50 yıldönümünde anısını önünde saygıyla eğiliyor, eserinin ölümsüzlüğünü vurgularken, saygımız sonsuz. Halkımız, O’nun büyüklüğünü, içtenliğini, sıcaklığını hep duyacak, dernek üyeleri ise sanatın ve sanatçının en iyi örneğini Üstad’ın anılarında arayacaktır.
Bu yüzden, Rasim Salih gibi bir üstadın ölümü bir ömrün sonu değil, tam aksine üstad için bir başlangıcı olabilir, ancak.
Yazar: İbrahim Arslan
Kosova başkenti Priştine’de 31 yıldan sonra 2007 yılının Mart ayında “Uğur Böceği” türk çocuk tiyatrosu kuruldu. Böylece “Uğur Böceği” tiyatrosu 31 yıldan sonra Türkçe olarak kırmızı perdenin açılmasına neden oldu. Aralık 2009-a kadar üç oyun sahneye koyan “Uğur Böceği” tiyatrosu, Kosova ve Makedonya’da olmak üzere 20-in üzerinde gosteri yapti. Temsillerin sunulduğu yerler: Priştine, Prizren, Mitroviça, Vıçıtırın, Gilan, Mamuşa, Üsküp ve Gostivar. Sahneye uygulanan oyunlar, Türkiyeli tiyatro yazarı Ali Pehlivan’ın yazdığı “Öğretmenim” ve “Metrük” ile Tamer Dursun’un yazdığı “Renkler Ülkesi Barış İstiyor” adlı oyunlardır.
Her üç oyunun sahne tasarımı ise “Uğur Böceği” tiyatro yönetmeni Perihan Şufto-Safçı tarafından yapıldı. Tiyatro yönetmeni olan Perihan Şufto-Safçı, aynı zamanda tiyatronun da kurucusudur. 15 yıl Kosova-Priştine televizyonu Türkçe servisinde gazeteci olarak çalışan yönetmen Perihan Şufto-Safçı, Priştine’deki FILMHOUSE-“FILMMISSION” Eğitim Merkezinde rejisörlük üzerinde gerçekleştirdiği 2 yıllık bir eğitimi başarılı tamamlayarak bu eğitim merkezinden mezun oldu. Eğitimini doğum yeri Priştine’de Türkçe dilinde tamamlayan Perihan Şufto-Safçı, Türkçe dili yanısıra, Arnavutça ve Sırp-Hırvat dillerini de konuşuyor.
“Uğur Böceği” tiyatrosu etkinliklerini-provalarını Priştine’nin “Gerçek” Kültür Sanat Derneğinde gerçekleştirmektedir. Amatör bir tiyatro olarak kayıtlanan tiyatro- üç yıl içerisinde kültüre ve özellikle tiyatro sanatına sunduğu destek ve katkılarıyla, Kosova Türk toplumunun gönlünde taht kurarak, tiyatronun profesyonel statüse kavuşması gereğini ortaya attı. Tiyatronun yıllık çalışma projesi, tiyatro yönetim kurulu tarafından hazırlanmaktadır.
Çocuk tiyatrosunun amacının, çocuklara tiyatro sevgisinin aşılanması, geleceğin tiyatro seyircisi ve oyuncusunun yetiştirilmesi ve sağlıklı bir nesil yetiştirilmesine katkı sağlamaktır. Çocuklarımıza Türk kültürünü, gelenek ile göreneklerini ve ahlaki unsurları aşılamak, tiyatronun ayrı bir amacını oluşturmaktadır. Tiyatro bir dil laboratuarı ve en iyi ve en doğru Türkçenin konuşulduğuna göre, Çocuk Tiyatrosu’nda Türkçenin çok iyi konuşulması da amaçlarımızdan biridir.
Belirtmek istedigimiz bi diger onemli ozelik ise, oyunda ışıklandırma ile ses efektleri ve oyunla ilgili tüm diğer çalışmalar yine sahne arkasındaki çocuklar tarafından gerçekleşiyor. Bu da bu tiyatromuza ayrı bir özellik kazandırıyor.
“Uğur Böceği” Çocuk Tiyatrosu, 17 Şubat’ta 2008-de bağımsızlığını ilan eden Kosova’yı, TRT-in Antalya’da düzenlediği 23 Nisan Merkezi Çocuk Şenliğinde de temsil etti. Uluslar arası bir festivalde “Uğur Böceği” çocukları Kosova bayrağını ilk kez dalgalandırdılar.
Şu anda tiyatroda sahnede ve sahne arkasında olmak üzere 23 çocuk aktif bir şekilde tiyatro çalışmalarına katılmaktalar. Çocukların hepsi Priştine’nin ilk ve orta okullarında Türk Dilinde eğitim görmekteler. Uğur Böceği çocukları bildikleri yabanci diller disinda farkli sanat dallariyla da aktif olarak ilgilenmektedirler.Bazilari müzik enstrumanları çalmaktadır, bazilari ise modern ve folkklor dans gruplarinda da dans etmektedir.
Uğur Böceği Tiyatro Ekibi
Priştine Radyosunda profesyonel olarak çalışan bu Orkestranın dernekteki müzik çalışmalarına büyük katkısı geçmiştir. Büyük Üstat Rasim Salih’in yönetiminde çalışan Orkestra önemli başarılara imza atmıştır. Rasim Salih’in sayesinde çok sayıda genç müzisyenler de yetişmiştir dernekte… Orkestranın iki yönde etkinlikleri sürerken, bir yandan Radyoda genç solistlere kasetler çıkartıyor, diğer yandan halka verilen konserlerde dernek solistlerine eşlik ediyor. İşin en önemlisi ki Orkestranın büyük Üstadı Rasim Salih sayesinde bugün başarılı olan genç ama çok başarılı müzisyenler yetişmiştir. Bugün müzikle uğraşan olan tüm müzik sanatçıları, başarılarını bu orkestra ve onun ustası Rasim Salih’e borçludur. Bu orkestra 1999’da savaşın başlaması ile faaliyetlerini durdurmuş ve kapanmıştır.